Line Dental Clinic

Zirkonyum mu Porselen mi? Diş Kaplama Seçiminde En Doğru Tercih

Diş estetiği ve sağlığı söz konusu olduğunda, doğru kaplama malzemesini seçmek hem uzun vadeli memnuniyet hem de ağız sağlığı için büyük önem taşır. Peki, diş kaplama çeşitleri arasında en çok karşılaştırılan zirkonyum kaplama ile porselen kaplama arasındaki farklar nelerdir? Hangisi sizin için daha uygun? Line Diş Kliniği olarak bu yazımızda, her iki kaplama türünü detaylarıyla ele alarak, diş kaplaması yaptırmak isteyenler için rehber niteliğinde bir içerik hazırladık.

Zirkonyum ve Porselen Diş Kaplamaları Arasındaki Temel Farklar

Özellik Zirkonyum Kaplama Metal Destekli Porselen Kaplama
Materyal Yapısı Metal içermeyen beyaz seramik Metal altyapı üzerine porselen kaplama
Estetik Görünüm Doğala en yakın görünüm, ışık geçirgen Opak yapı, ışığı tam yansıtmaz
Dayanıklılık Yüksek dirençli ve uzun ömürlü Çiğnemeye dayanıklı ancak kırılgan olabilir
Diş Eti Uyumu Biyouyumlu, alerji riski düşüktür Metal nedeniyle diş eti kenarında koyulaşma görülebilir
Uygulama Alanı Hem ön hem arka dişler için uygundur Daha çok arka bölgelerde tercih edilir

Malzeme Özellikleri ve Dayanıklılık Karşılaştırması

Zirkonyum kaplamalar, doğal seramik yapısıyla son derece dayanıklıdır. Yüksek çiğneme kuvvetlerine karşı direnç gösterdiği için hem ön hem arka dişlerde güvenle kullanılabilir. Metal destekli porselenler ise günlük kullanıma uygun olsa da zamanla kırılma veya çatlama riski taşıyabilir.

Estetik Görünüm ve Işık Geçirgenliği Farkları

Zirkonyum kaplama, yüksek ışık geçirgenliği sayesinde doğal dişlere en yakın estetiği sunar. Metal destekli porselenler ise opak yapıda olduğu için özellikle ön dişlerde doğal görünüme göre daha suni kalabilir. Estetik beklentisi yüksek olan hastalarda zirkonyum tercih edilmektedir.

Diş Eti Uyumu ve Biyolojik Uyum Karşılaştırması

Zirkonyum kaplama, metal içermemesi sayesinde diş etiyle daha uyumludur. Alerjik reaksiyon oluşturmaz, zamanla diş eti çekilmesi ya da kenarlarda koyulaşma görülme olasılığı düşüktür. Buna karşılık, metal destekli porselen kaplamalar zamanla diş eti hizasında gri renklenmeye neden olabilir ve bazı hassas bireylerde doku uyumu sorunları yaşanabilir.

Zirkonyum Diş Kaplamanın Avantajları ve Dezavantajları

Zirkonyum kaplama, estetik diş hekimliğinde son yıllarda öne çıkan en popüler kaplama diş çeşitlerinden biridir. Dayanıklılığı, doğal görünüme yakın estetik yapısı ve metal içermeyen formülü sayesinde, geleneksel metal destekli kaplamalara güçlü bir alternatif sunar. Özellikle hem sağlıklı hem de estetik bir gülüş isteyen kişiler için ideal bir seçenek haline gelmiştir. Ancak her diş kaplama yönteminde olduğu gibi, zirkonyumun da hem avantajları hem de bazı dikkat edilmesi gereken dezavantajları vardır. Bu yazıda, zirkonyum kaplamanın tüm yönlerini detaylı şekilde inceleyerek doğru tercihi yapmanıza yardımcı olacağız.

Uzun Ömürlülük ve Aşınma Direnci

Zirkonyum, doğada oldukça sağlam yapısıyla bilinen bir mineraldir. Bu özelliği sayesinde zirkonyum kaplama, uzun ömürlü bir kullanım sunar. Geleneksel metal destekli kaplamalara kıyasla, zirkonyum kaplamalar daha az aşınır ve zamanla şeklini korur. Bu da kullanıcıya uzun yıllar boyunca herhangi bir bozulma yaşamadan kullanım imkanı sağlar. Zirkonyumun sunduğu bu dayanıklılık, özellikle arka dişlerde çiğneme kuvvetine maruz kalan bölgelerde oldukça etkilidir. Ayrıca diş etiyle uyumlu yapısı sayesinde zamanla oluşabilecek çekilmelerin ve rahatsızlıkların da önüne geçebilir.

Metal İçermeyen Yapısıyla Alerji Riskinin Azalması

Geleneksel kaplamalarda sıklıkla kullanılan metaller, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Zirkonyum kaplama ise metal içermeyen yapısı sayesinde bu riski büyük ölçüde ortadan kaldırır. Özellikle metal alerjisi olan bireyler için zirkonyum, ideal bir alternatif sunar. Diş etleriyle uyumlu ve biyouyumlu bir malzeme olan zirkonyum, ağız içinde herhangi bir tahrişe neden olmadan kullanılabilir. Aynı zamanda metal içermemesi nedeniyle zamanla diş eti kenarlarında renk değişimi ya da kararma gibi estetik problemler de yaşanmaz.

Maliyet ve Uygulama Süresi

Zirkonyum kaplamanın bir diğer önemli boyutu ise maliyetidir. Metal destekli ya da porselen kaplamalara kıyasla daha yüksek fiyatlı olabilir. Ancak bu maliyet, sunduğu avantajlar göz önünde bulundurulduğunda uzun vadede ekonomik bir seçenek haline gelebilir. Uygulama süresi açısından zirkonyum kaplamalar, dijital ölçümleme sistemleri sayesinde oldukça hızlı bir şekilde hazırlanabilir. Genellikle birkaç seansta tamamlanan bu işlemler, kliniğe ve hastanın diş yapısına göre değişiklik gösterebilir. Line Diş Kliniği, bu noktada hastalarına en kısa sürede, yüksek kalite standartlarında hizmet sunmaktadır.

Porselen Diş Kaplamanın Avantajları ve Dezavantajları

Porselen kaplama, uzun yıllardır estetik ve fonksiyonel nedenlerle kullanılan yaygın bir restoratif tedavi yöntemidir. Genellikle metal altyapı üzerine porselen uygulanarak hazırlanır ve bu yönüyle hem dayanıklılık hem de temel estetik ihtiyaçları karşılar.

Dayanıklılık ve Temel Estetik

Metal destekli porselen kaplamalar, çiğneme kuvvetlerine karşı oldukça dirençlidir. Bu nedenle özellikle arka dişlerde sıklıkla tercih edilir. Ön dişlerde kullanıldığında ise estetik beklentileri temel düzeyde karşılar. Ancak metal altyapısı nedeniyle ışık geçirgenliği düşüktür ve doğal diş görünümünden bir miktar uzak olabilir.

Doğal dişe daha yakın estetik bir görünüm arayan hastalar için tam seramik (örneğin e-max) restorasyonlar daha uygun bir seçenek olabilir. Ancak bu tür restorasyonlar, geleneksel porselen kaplamalara göre daha yüksek maliyetlidir.

Daha Uygun Maliyetli Seçenek

Porselen kaplamalar, zirkonyum ve tam seramik restorasyonlara göre daha uygun fiyatlıdır. Bu yönüyle bütçesini gözeten hastalar için cazip bir alternatif sunar. Özellikle çok sayıda dişe müdahale edilmesi gereken durumlarda ekonomik avantaj sağlar.

Line Diş Kliniği, hem estetik hem de maliyet açısından hastalarının ihtiyaçlarına uygun porselen kaplama çözümleri sunmaktadır. Tedavi planları kişiye özel hazırlanır ve en uygun materyal önerilir.

Kırılganlık ve Diş Aşındırma

Porselen kaplamalar, yapısal olarak güçlü olsa da ani travmalarda kırılma riski taşır. Diş sıkma (bruksizm) gibi alışkanlıkları olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Ayrıca uygulanmadan önce diş yüzeyinin belirli oranda küçültülmesi gerekir. Bu durum, bazı hastalarda doğal diş dokusunun korunması açısından olumsuz bir faktör olabilir.

Hangi Diş Kaplama Kimler İçin Uygundur?

Diş kaplamaları, hem estetik görünümü iyileştirmek hem de diş fonksiyonlarını desteklemek amacıyla uygulanan etkili tedavi yöntemlerindendir. Ancak her bireyin ağız yapısı, sağlık durumu ve estetik beklentileri farklı olduğundan, kullanılacak kaplama türü de kişiye özel belirlenmelidir. Örneğin, dayanıklılık ön plandaysa zirkonyum tercih edilirken, maliyet avantajı gözetildiğinde metal destekli porselen kaplamalar uygun bir seçenek olabilir.

Estetik Kaygılar ve Ön Diş Uygulamaları

Gülümseme estetiği birçok kişi için özgüvenin temelini oluşturur. Ön dişlerdeki renk değişimleri, kırıklar veya form bozuklukları estetik kaygı yaratabilir. Bu gibi durumlarda tam seramik (örneğin e-max) kaplamalar, ışık geçirgenliği ve doğal diş görünümüne yakın yapılarıyla öne çıkar. Ancak bu restorasyonlar, genellikle daha yüksek maliyetlidir.

Zirkonyum kaplamalar, estetik görünümü sayesinde ön dişlerde de sıklıkla tercih edilir. Metal içermeyen ve biyouyumlu yapısıyla doğal görünüme yakın sonuçlar sağlar. Alerjik reaksiyonlara karşı duyarlı bireyler için güvenli bir tercihtir.

Kaplama TürüEstetik GörünümDayanıklılıkAlerji RiskiKullanım Alanı
Porselen (metal destekli)Orta düzey (sınırlı ışık geçirgenliği)OrtaDüşükÖn dişler (ekonomik seçenek)
ZirkonyumYüksek (ışık yansıtmalı)Çok yüksekÇok düşükÖn ve arka dişler
Tam Seramik (E-max)Çok yüksek (doğala en yakın)Düşük–OrtaÇok düşükÖn dişler (premium estetik)

Arka Dişlerde Dayanıklılık İhtiyacı

Arka dişlerde çiğneme kuvveti yoğun olduğundan, uygulanan kaplamanın dayanıklı olması önemlidir. Zirkonyum kaplamalar, yüksek mukavemetiyle arka bölgelerde uzun ömürlü sonuçlar sunar. Hem estetik hem de fonksiyon açısından başarılıdır.

Alerji

Metal alerjisi olan bireylerde, metal destekli kaplamalar yerine zirkonyum gibi biyouyumlu malzemeler tercih edilmelidir. Zirkonyum, diş etleriyle yüksek uyum göstererek tahrişi, renk değişimlerini ve iltihap riskini azaltır. Bu, özellikle uzun vadede ağız sağlığını korumak açısından avantaj sağlar.

Kaplama Ömrü ve Bakımı

Diş kaplamalarının uzun ömürlü olabilmesi için düzenli bakım şarttır. Zirkonyum ve porselen kaplamalar, doğru bakım ile yıllar boyunca estetik ve fonksiyonunu koruyabilir. Ancak unutulmamalıdır ki kaplamaların altındaki doğal dişler hala çürümeye açıktır.

Günlük Ağız Hijyeni ve Düzenli Kontroller

  • Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalayın.
  • Diş ipi kullanarak ara yüz temizliğini ihmal etmeyin.
  • Sert cisimleri ısırmaktan ve diş gıcırdatmaktan kaçının.
  • Asitli yiyecek ve içecek tüketimini sınırlayın.
  • Yılda en az iki kez diş hekiminize kontrol için başvurun.

Line Diş Kliniği, her hastasına kaplama sonrası özel bakım önerileri sunarak, yapılan uygulamaların uzun vadede estetik ve sağlıklı kalmasını desteklemektedir.

Zirkonyum mu Porselen mi? Karar Vermeden Önce Bilmeniz Gerekenler

Diş kaplaması yaptırmayı düşünen hastaların en çok sorduğu sorulardan biri, “Zirkonyum mu porselen mi daha iyi?” sorusudur. Her iki kaplama türü de estetik ve fonksiyonel avantajlar sunar; ancak diş yapısı, tedavi alanı, estetik beklenti ve bütçe gibi faktörlere göre tercih değişebilir. Antalya’da modern dijital altyapısıyla hizmet veren Line Diş Kliniği, her hastasına özel planlama yaparak en uygun materyali belirler.

Bütçe ve Estetik Beklentilerinizi Değerlendirme

Kaplama tercihi yaparken öncelikle bütçenizi ve estetik beklentinizi göz önünde bulundurmalısınız. Metal destekli porselen kaplamalar, genellikle daha uygun maliyetlidir ve temel estetik ihtiyaçları karşılar. Ancak metal altyapısı nedeniyle ışık geçirgenliği düşüktür, bu da doğal diş görünümüne kıyasla daha opak bir etki yaratabilir. Bu nedenle özellikle ön dişlerde yüksek estetik isteyen hastalar için sınırlı olabilir.

Zirkonyum kaplamalar ise metal içermeyen yapısıyla hem estetik hem de biyouyumlu bir çözümdür. Tam seramik görünümüne daha yakın bir sonuç sunsa da, porselen kadar transparan değildir. Ancak dayanıklılık açısından öne çıkar ve ön+arka dişlerde güvenle uygulanabilir.

Not: “Porselen kaplama” terimi halk arasında bazen e-max gibi tam seramik restorasyonlarla karıştırılabilir. Ancak bu yazıda bahsedilen porselen kaplamalar, metal destekli klasik sistemlerdir.

Özellik Zirkonyum Kaplama Porselen Kaplama (Metal Destekli)
Estetik Görünüm Yüksek – opak yapıda, doğal görünüme yakın Orta – ışık geçirgenliği sınırlı
Dayanıklılık Çok yüksek Orta-yüksek
Fiyat Görece daha yüksek Daha uygun
Uygulama Alanı Ön ve arka dişlerde Genellikle ön dişlerde
Biyouyumluluk Yüksek (metal içermez) Orta (metal hassasiyeti olabilir)

Ağız Yapınıza ve Diş Hekiminizin Önerisine Göre Karar Verin

Her bireyin ağız yapısı ve ihtiyaçları farklıdır. Diş eti sağlığı, gülüş tasarımı beklentisi, diş sıkma gibi alışkanlıklar ve mevcut diş durumu bu tercihi doğrudan etkiler.

Örneğin, diş gıcırdatma (bruksizm) sorunu olan biri için zirkonyum kaplama daha uygun olabilir. Sadece ön dişlerinde küçük estetik düzenlemeler gereken bir hasta için ise porselen kaplama daha ekonomik ve yeterli olabilir.

Line Diş Kliniği’nde, dijital görüntüleme ve uzman değerlendirme ile en uygun kaplama tipi hastayla birlikte kararlaştırılır.

Uzun Vadeli Sağlık ve Konfor Açısından Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kaplama tedavileri yalnızca estetik değil, uzun vadeli konfor ve biyolojik uyumluluk açısından da değerlendirilmelidir.

Zirkonyum kaplamalar, diş eti dostu yapılarıyla öne çıkar. Diş eti kenarında renklenme oluşturmaz ve tahrişe neden olmaz. Porselen kaplamalar ise metal altyapıları nedeniyle zamanla diş eti sınırında koyulaşma veya hassasiyet yaratabilir.

Her iki sistemde de düzenli ağız hijyeni ve periyodik diş hekimi kontrolleri, kaplamanın ömrünü doğrudan etkiler.

Zirkonyum ve Porselen Diş Kaplama Uygulama Süreçleri

Diş estetiğini ve ağız sağlığını uzun vadede korumayı amaçlayan diş kaplama tedavileri, hem ön hem de arka dişlerde güvenle uygulanabilmektedir. Günümüzde en sık tercih edilen iki yöntem ise zirkonyum kaplama ve metal destekli porselen kaplamalardır. Her iki tedavi de estetik ve fonksiyonel açıdan etkili sonuçlar sunarken, uygulama süreçlerinde bazı farklılıklar barındırır.

Antalya’da hizmet veren Line Diş Kliniği, bu tedavi süreçlerini dijital teknolojilerle ve hasta konforunu ön planda tutarak gerçekleştirmektedir.

Muayene ve Ölçü Alma Aşamaları

Kaplama süreci, detaylı bir ağız muayenesiyle başlar. Bu aşamada çürük, diş eti hastalıkları veya yapısal problemler varsa önce bunlar tedavi edilir. Ardından kaplama uygulanacak dişler belirlenir ve ölçü alma aşamasına geçilir.

Hem zirkonyum hem de porselen kaplama için hassas ölçüm çok önemlidir. Dijital tarayıcılarla milimetrik veriler toplanarak hastanın diş yapısına uygun modeller oluşturulur. Bu da hem estetik hem de konforlu bir sonuç elde edilmesini sağlar.

Muayene sırasında hasta bilgilendirilir; zirkonyum kaplamanın dayanıklılığı ve estetik avantajları, porselen kaplamanın maliyet avantajı gibi unsurlar karşılaştırmalı şekilde açıklanır.

Geçici Kaplamalar ve Kalıcı Uygulama

Dişler kaplama için hazırlanırken, mine tabakası belli ölçüde aşındırılır. Bu işlem sonrası, laboratuvar süreci tamamlanana kadar geçici kaplamalar uygulanır. Geçici kaplamalar estetik görüntüyü korur ve sıcak-soğuk hassasiyetini azaltır.

Yaklaşık 5–7 gün içinde kalıcı kaplamalar hazırlanır. Zirkonyum kaplamalar, dayanıklılığı nedeniyle özellikle arka dişlerde tercih edilirken; metal destekli porselen kaplamalar daha uygun maliyetli olduğu için bazı durumlarda ekonomik bir alternatif sunar.

Kalıcı kaplamalar yapıştırılmadan önce prova yapılır. Renk, uyum ve ısırma dengesi değerlendirilir ve ardından özel yapıştırıcılarla sabitlenir.

Uyum Süreci ve Son Kontroller

Kaplama uygulandıktan sonraki ilk günlerde, hastalar dişlerine hafif yabancılık hissedebilir. Bu geçici bir durumdur ve çoğu hasta birkaç gün içinde yeni kaplamalarına tamamen uyum sağlar.

Line Diş Kliniği, bu süreçte hastalarına rehberlik eder ve gerekirse küçük ayarlamalarla kaplamaların tam uyumunu sağlar.

Son kontrolde, diş etleriyle temas, çiğneme dengesi ve estetik görünüm tekrar kontrol edilir. Ayrıca kaplamaların ömrünü uzatmak için nasıl bakım yapılması gerektiği hastaya detaylı şekilde anlatılır.

Uygulama Sürecine Dair Sık Sorulan Sorular

Soru Cevap
Zirkonyum ve porselen uygulamaları ne kadar sürer? Ortalama 7–10 gün arasında tamamlanır.
İşlem sırasında acı hissedilir mi? Uygulama lokal anestezi altında yapılır, genellikle ağrısızdır.
Kaplamalar ne kadar dayanır? Doğru bakım ile 10–15 yıl veya daha uzun süre kullanılabilir.

Zirkonyum kaplama ve metal destekli porselen kaplama seçenekleri hakkında daha fazla bilgi almak için Line Diş Kliniği’nden randevu alabilirsiniz. Diş hekimlerimiz, kişisel ağız yapınıza ve estetik beklentilerinize en uygun çözümü sunmak üzere sizinle birlikte değerlendirme yapar.

Sıkça Sorulan Sorular

Diş kaplaması yaptırmak isteyen hastalar, tedaviye karar vermeden önce birçok detayı öğrenmek ister. Line Diş Kliniğiolarak, hastalarımızın en çok merak ettiği soruları sizin için yanıtladık. Aşağıdaki bilgiler, kaplama diş çeşitleri arasında seçim yaparken işinizi kolaylaştıracak.

Zirkonyum kaplama, dayanıklılığı ve uzun ömürlü yapısıyla bilinir. Doğru bakım ve düzenli diş hekimi kontrolleri ile zirkonyum diş kaplamaları 15 yıla kadar sorunsuz kullanılabilir. Sert gıdaların dikkatli tüketilmesi, gece plağı kullanımı (eğer diş sıkma problemi varsa) ve ağız hijyenine dikkat edilmesi bu ömrü daha da uzatabilir.

Ayrıca zirkonyumun yapısal olarak metal içermemesi, zamanla diş eti kenarlarında oluşabilecek koyu renklenmeleri de önler. Bu yönüyle hem estetik hem de fonksiyonel açıdan uzun vadeli bir çözüm sunar.

Porselen kaplamalar, uygulama sonrasında geçici olarak hassasiyete neden olabilir. Bu durum genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Özellikle sıcak-soğuk hassasiyeti veya çiğneme sırasında hafif bir rahatsızlık hissedilmesi doğaldır.

Bu geçici durum, dişin hazırlanma sürecinde mine dokusunun incelmesinden kaynaklanır. Ancak profesyonelce uygulanan porselen kaplamalar ve kaliteli malzeme kullanımı sayesinde bu hassasiyet minimal düzeyde tutulur. Eğer hassasiyet uzun sürerse, Line Diş Kliniği uzmanları gerekli kontrolleri yaparak çözüm sunar.

Porselen diş farkı, estetik açıdan kendini en çok bu soruda gösterir. Porselen kaplamalar, ışık geçirgenliği sayesinde doğal diş görünümüne oldukça yakındır. Bu nedenle özellikle ön dişlerde estetik kaygısı yüksek bireyler tarafından sıkça tercih edilir.

Öte yandan, zirkonyum kaplama da doğal görünümlüdür; ancak opak yapısı nedeniyle çok ince veya çok beyaz tonlarda bazen biraz daha yoğun bir görüntü verebilir. Bu fark, her bireyin kişisel estetik tercihlerine göre değerlendirilmelidir.

Antalya’daki Line Diş Kliniği’nde, her hastaya özel renk ve form analizi yapılarak en doğal görünüme sahip sonuçlar elde edilir.

Evet, hem zirkonyum kaplama hem de porselen kaplamalar gerekli durumlarda diş hekimi tarafından özel tekniklerle sökülebilir. Ancak bu işlem hastanın kendi başına yapabileceği bir işlem değildir ve mutlaka profesyonelce yapılmalıdır.

Kaplamaların sökülme nedenleri arasında aşağıdakiler bulunabilir:

  • Kaplamanın altında oluşan çürük

  • Diş eti problemleri

  • Estetik beklentilerde değişim

  • Kaplamanın kırılması ya da zarar görmesi

Sökme işlemi sırasında alttaki dişin zarar görmemesi için hassas çalışma gerekir. Bu nedenle Line Diş Kliniği, bu işlemleri son teknoloji cihazlarla ve uzman hekimlerle gerçekleştirmektedir.

Hayır, zirkonyum kaplama yüksek renk stabilitesine sahiptir ve zamanla sararma veya renk değişimi göstermez. Özellikle kahve, çay, sigara gibi renklenmeye neden olabilecek maddelere karşı oldukça dirençlidir. Bu özelliği sayesinde uzun yıllar boyunca ilk günkü estetik görünümünü korur. Bu da zirkonyumu, uzun ömürlü ve estetik çözüm arayan hastalar için ideal bir seçenek haline getirir.

Porselen kaplamalar, estetik açıdan üstün olmalarına rağmen zirkonyuma göre daha kırılgan olabilir. Özellikle sert cisimleri çiğneme, tırnak yeme veya diş gıcırdatma gibi alışkanlıklar, porselen dişlerde çatlama veya kırılmaya neden olabilir. Ancak dikkatli kullanım ve düzenli kontrollerle bu risk en aza indirilebilir. Line Diş Kliniği, porselen kaplamaların dayanıklılığını artırmak için kaliteli malzeme ve ileri teknikler kullanır.

Doğru uygulanmış kaplama diş çeşitleri, doğal dişe zarar vermez. Ancak kötü yapılmış veya zamanla diş eti çekilmesiyle açığa çıkan alanlarda bakteriler birikebilir ve bu durum, kaplamanın altındaki doğal dişte çürümeye yol açabilir. Bu nedenle, zirkonyum kaplama ya da porselen fark etmeksizin, kaplamaların düzenli aralıklarla kontrol edilmesi ve ağız hijyenine özen gösterilmesi çok önemlidir.

Kaplama işlemleri sırasında lokal anestezi uygulanır, bu nedenle işlem sırasında ağrı hissedilmez. Dişlerin kesimi, ölçü alınması ve kaplamaların yapıştırılması gibi aşamalar tamamen konforlu bir şekilde gerçekleştirilir. İşlem sonrası hafif bir hassasiyet ya da ağrı olabilir, ancak bu durum genellikle kısa sürelidir ve basit ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir.

Kaliteli ve doğru uygulanmış kaplama diş çeşitleri, diş etiyle uyumlu olduğunda diş eti çekilmesine neden olmaz. Ancak zamanla yaş, genetik faktörler ya da yetersiz ağız bakımı gibi nedenlerle diş eti çekilmesi yaşanabilir. Zirkonyum kaplama, diş etiyle biyolojik olarak daha uyumlu olduğu için bu riski en aza indirir. Ayrıca metal içermediği için diş eti kenarlarında koyu renklenmelere neden olmaz.

Zirkonyum kaplama, hem ön hem de arka dişlerde rahatlıkla kullanılabilir. Estetik açıdan tatmin edici sonuçlar sunarken, aynı zamanda çiğneme kuvvetine karşı yüksek direnç gösterir. Bu özelliğiyle, estetik ve fonksiyonelliği bir arada isteyen hastalar için en ideal kaplama diş çeşitleri arasında yer alır. Porselen kaplamalar ise daha çok ön dişlerde tercih edilir çünkü ışığı geçirme özellikleriyle doğal diş görünümünü daha iyi yansıtırlar.